5 Ekim 2010 Salı

Azıcık ARA .


Yazılarıma kısa bir süre ara vermek zorunda kaldım.22 EKİM tarihinde , yepyeni yorumlar ve güncel haberlerle yeniden birlikte olmak dileğiyle.

Görüşmek üzere...

16 Eylül 2010 Perşembe

Şampiyonlar Ligi


Heyecan kaldığı yerden devam ediyor.Ben de bu ligin heyecanını ,sizlere elimden geldiği kadar yorumlamaya çalışacağım.İlk hafta oynanan karşılaşmalarda çok büyük süpriz çıkmazken ,en göze batan takım şüphesiz Arsenal oldu.Sahasında oynadığı ve benim de canlı olarak takip etme şansını yakaladığım maçta portekiz temsilcisi Braga 'yla karşılaşan kırmızı beyazlılar karşılaşmadan 6-0 galip ayrılırken attığı birbirinden güzel gollerle ilk haftaya damgasını vuran takım oldu bence.Bununla beraber ilk haftanın da öne çıkan oyuncusunu da Arsenal 'den seçmemek olmaz.Cesc Fabregas.Attığı 2 gol ve yaptığı 2 asistle geceye damgasını vuran yıldız oyuncu Barcelona 'nın kendisini neden ısrarla transfer etmek istediğini bir bakıma cevaplamış oldu.

Diğer karşılaşmalara gelecek olursak ; ispanyol ekiplerinin başarılı maçlar çıkardığını söyleyebilirim.Real Madrid sahasında karşılaştığı Ajax 'ı 2-0 la geçerken ,Barcelona 1-0 geriye düştüğü maçta Panathinaikos'u 5-1 gibi net bir skorla geçmeyi başardı.Valencia ise hepimizi yakından ilgilendiren maçta ,temsilcimiz Bursapor 'u 4-0 geçerken zorlanmadı.Gecenin süprizine ise Marsilya 'yı tek golle geçen S.Moskova imza attı.

Şampiyonlar Ligi 'nde ilk hafta geride kalırken ,en büyük üzüntüm dört büyük takımımızı da bu kulvarda izleyememek oldu.Umarım seneye 2 takımla katılır , salı ve çarşamba günleri iki ayrı heyecanı birlikte yaşarız.

Devler Ligi 'nde İlk Haftanın Toplu Sonuçları :

A Grubu : Twente 2-2 Inter                                                                               
               :W.Bremen 2-2 Tottenham

B Grubu :Benfica 2-0 Hapoel                             
               :Lyon 1-0 Schalke                                                      

C Grubu :Bursapor 0-4 Valencia                        
               :Man.Uni 0-0 Rangers    
                                   
D Grubu:Barcelona 5-1 Panathinaikos             
              :Kopenhag 1-0 Rubin Kazan       

E Grubu:Bayern 2-0 Roma
              :Cluj 2-1 Basel

F Grubu:Marsilya 0-1 S.Moskova
              :Zilina 1-4 Chelsea

G Grubu:Real Madrid 2-0 Ajax
              : Milan 2-0 Auxerre

H Grubu:Arsenal 6-0 Braga
              :S.Donetsk 1-0 Partizan
                     

Derbiye Doğru


Ligin ilk derbisine günler kala maç heyecanı sarmaya başladı herkesi. Sosyal paylaşım sitelerinde , arkadaş muhabbetlerinde , hatta bindiğim takside bile haftasonu oynanacak maç konuşuluyor. Bizim ülkemizde konu futbol olduğu zaman herkesin söyleyecek birşeyi vardır. Facebook'ta , Twitter'da herkes maçla ilgili videolar paylaşıp , yorumlar yazıyorlar. Derbilerden önce yapılan tatlı laf dalaşları , girilen iddaalar daha da bir zevkli hale getiriyor ortamı.

 Takımlara gelince , iki tarafı da ayrı ayrı ele almak daha faydalı olur ;

Fenerbahçe Cephesi:

Fenerbahçe bu sene yeni bir sistem oturtmaya çalışıyor. Sahaya diziliş şu ana kadar geçen senelere benzese de Aykut Kocaman yavaş yavaş aklındaki sistemi takıma empoze etmeye çalışıyor. Yapılan transferler ve antremanlardaki çalışmalar da bu değişimin en büyük işareti. Fenerbahçe'de Alex gibi bir isim var ki , oynatsan da eleştiriliyorsun , oynatmasan da. İstatistikleri alt üst etmiş ama Aykut hocanın sisteminde ne gibi bir yeri var , orası hala belli değil. Haftasonu ilk onbirde oynayacaktır kesinlikle. Fenerbahçe cephesindeki bir diğer gelişmede Kazım yönünde. Yapılan antremanlarda ilk onbirle beraber forma giymesi ve Aykut Kocaman'ın yaptığı açıklama , onun tekrar kadrodaki yerini ( en azından ilk 18 ) alacağı şeklinde de yorumlanabilir. Kazım'ın bu durumu en iyi şekilde değerlendirip daha disiplinli olacağını düşünüyorum çünkü bu son şansı olacaktır. Avrupa kupalarından elenilmesi ve lige beklenen başlangıcın yapılamaması taraftarı her ne kadar üzse de , stat dolacaktır. Ayrıca taraftar desteğiyle beraber takımın derbilerdeki üstünlüğü de ele alınca rüzgar Fenerbahçe'nin arkasında olacaktır.

Beşiktaş Cephesi:

Camiada bu sene daha önce hiç uygulanmamış bir transfer politikası uygulandı. Taraftarı heyecanlandıracak yıldız isimleri kadroya katılırken , bu isimlerin yanında gerekli bölgelere de takviye yapıldı. Schuster'in teknik patron olmasıysa takım için en büyük şans bana göre. Takımı daha ofansif oynatıp rakipler üstünde baskı kurarak  başarılı bir grafik çizdi . Ancak Beşiktaş şu ana kadar kendi seviyesinde bir takımla karşılaşmadı. Takımın böyle maçların altından kalkıp kalkamadığını derbiden sonra değerlendirmek daha doğru olur. Şu an ki durum itibariyle Beşiktaş daha moralli ve takım olarak daha iyi oynuyorlar. Lige iyi başlamalarının yanı sıra ezeli rakiplerinin boy gösteremediği Avrupa sahnesinde ülkemizi temsil ediyorlar. Takımın genel durumuna gelince ; forvetler son iki haftadır büyük bir çıkış gösterdi , orta sahada mücadeleci ve hızlı oyun da takımın bir diğer artısı. Ancak defans hala tam oturmuş değil.

Maç Yorumu:

Sonuç olarak herkesin de söylediği gibi derbilerin favorisi olmuyor. Beşiktaş lige daha iyi başladı ve birçok kişi tarafında favori olarak görülüyor. Ancak Fenerbahçe'de en kötü olduğu dönemlerdeki derbilerde bile kimlik değiştiriyor adeta. Aziz Yıldırım'ın Aykut hocaya güvenimiz tam sözüne rağmen , maç kaybedilirse taraftarlarda homurdanmaların başlayacağını düşünüyorum. Beşiktaş'ın avantajı ise lige ve Avrupa kupalarına iyi başlanmasından dolayı , maçın skoru ne olursa olsun camiada sendelemelerin yaşanmayacak olması.

15 Eylül 2010 Çarşamba

Bursaspor 0-4 Valencia

 

Dün büyük bir hevesle bekledim Bursaspor maçını. Arkadaşlarla toplanıp keyifli bir akşam geçirmek en büyük beklentimdi. Maç öncesi klasik futbol muhabbeti ; herkes çok bilir ya futbolu. Yaptığımız skor tahminlerinde ne yalan söyleyeyim kimse böyle bir skor beklemiyordu.


Bir kez daha gördüm ki , Avrupa arenasında oynamak , ligimizde oynamaya hiç mi hiç benzemiyor. Bursaspor , taraftarlarının maç boyu verdiği büyük desteğe rağmen , bir türlü istediği ritmi tutturamadı. Herkes o kadar heyecanlıydı ki , topu ayaklarından en çabuk şekilde ayağından çıkarmaya çalışıyordu. Hal böyle olunca , Valencia gibi Avrupa tecrübesi olan bir takım, her ne kadar yıldızlarını satmış olsa da , orta sahada üstünlüğünü kabul ettirdi. Nunez , Insua ve Ozan İpek'in ileri uçta topu tutamaması da , rakibin ekmeğine yağ sürdü. Hızlı ve organize ataklara bir de usta ayaklar eklenince sonuç kaçınılmaz oldu. Valencia bu abi , sonuçta İspanyol takımı. Dün gözüme ilk çarpan isim Tino Costa oldu. Attığı gol ,  kullandığı duran toplarla Bursaspor'u yıkan isim oldu. Tabi tecrübesizlikten sonra...

Sonuçta paniğe gerek yok , hiçbir şey bitmiş değil. Dünkü Man Utd.-Glasgow Rangers maçını izledikten sonra , bu grupta her an herşeyin mümkün olabileceğini gördüm. Daha dikkatli , daha sakin ve gününde olan bir Bursaspor gruptaki her takımdan puan alabilecek kapasitede.   

14 Eylül 2010 Salı

Yayın Akışı


14 EYLÜL SALI

21:45 Bursaspor - Valencia ( STAR TV )
21:45 Werder Bremen - Tottenham ( FUTBOL SMART )
21:45 Man UTD - Glasgow Rangers ( HD TV SMART )
21:45 Barcelona - Panathinaikos ( EURO FUTBOL )

15 EYLÜL ÇARŞAMBA

21:45 Real Madrid - Ajax ( HD TV SMART )
21:45 Arsenal - Braga ( FUTBOL SMART )
21:45 Bayern Munich - Roma ( EURO FUTBOL )

16 EYLÜL PERŞEMBE

20:00 Salzburg - Man. City ( EURO FUTBOL )
20:00 Aris - Atletico Madrid ( FUTBOL SMART )
22:05 Beşiktaş - CSKA Sofya ( STAR TV )
22:05 Porto - Rapid Wien ( EURO FUTBOL )
22:05 Sevilla - PSG ( FUTBOL SMART )
22:05 Liverpool - Steau Bukreş ( HD TV SMART )

Sürmeneli Yattara



Trabzonspor
taraftarıyla arasında müthiş bir bağ var Ginelinin. Gerek futbol stili gerek halkla iç içe olması ve her fırsatta dile getirdiği Trabzon aşkıyla taraftarların sevgilisi haline geldi. Kaptanlığa getirildikten sonra bocalasa da , bu yükü kaldıramaz diyenlere en büyük cevabı oynadığı futbolla veriyor. Geçen sene sakatlığından dolayı formasından uzak kalan Yattara , kendisini taraftara borçlu hissettiğini her fırsatta dile getirirken , Trabzonspor formasıyla şampiyonluk yaşamanın en büyük hayali olduğunu belirtiyor.Sezona mükemmel başlayan , attığı ve attırdığı gollerle adından söz ettiren Gineli yıldız bu seneye damga vuracağa benziyor.Trabzon ile özdeşleşmek için kendisini Sürmeneli ilan eden Yattara , memleketinin bile Sürmene olduğunu iddia ederek o bölgeye olan sevgisini her fırsatta dile getiriyor.Kol bastı da rakip tanımayan Gineli yıldız ,Türk vatandışlığına geçmesi halinde soyadını ' Üçüncü ' yapacağını söyleyerek herkesi şaşırtmaya devam ediyor.Bakalım Sürmeneli , bu sezon başladığı gibi bitirebilecek mi ...

Gökhan Yavuz - Raşit Ek


Galatasaray'ın Seyrantepe projesinde yer alan binlerce işçiden sadece ikisiydi onlar. Gökhan Yavuz 30 , Raşit Ek ise sadece 20 yaşındaydı. Geçtiğimiz hafta herkes bayramı kutlarken , onlar Galatasaray için çalışıyordu. Kanalizasyon kazısı sırasında ölüm onları yakaladı. Bir bayram günü Galatasaray için , Galatasaray'ın stadı için öldüler. Şimdi Galatasaray gibi büyük bir camia için vefalı olma sırası. Onlar stadın tamamlanmış halini göremeyecekler ama bu iki arkadaşımızın adları bir şekilde yaşatılmalı Seyrantepe'de.Renklerimizi bir an için unutup , herkesi sağduyulu olmaya davet ediyorum...

Kanat Atkaya'nın yazısından alıntıdır;

Gökhan Yavuz 30 yaşındaydı, Raşit Ek ise 20. Bayram günü öldüler. G.Saray’ın stadı için öldüler. G.Saray’ın boynunun borcudur bu iki işçi kardeşin adlarını yaşatmak.
GÖKHAN Yavuz 30 yaşındaydı. Raşit Ek 20 yaşındaydı.Bir bayram günü, akşam üzeri, Galatasaray’ın Seyrantepe’deki yeni stadı için kanalizasyon kazısı yaparken öldüler. Bayram günü öldüler. Galatasaray’ın stadı için öldüler.
Gökhan ve Raşit, Galatasaray nice bayramlar yaşasın diye, bir bayram günü öldüler. Galatasaray’ın boynunun borcudur bu iki işçi kardeşin adlarını yaşatmak.
Haber ulaştığında içim daraldı, ruhum karardı.
Zayiat olmasınlar
Twitter’a not düştüm “Adları keşke yeni stadın iki kapısına verilse. Gücümüz yeter mi, deneyelim mi?”Galatasaraylısı, Fenerbahçelisi, Beşiktaşlısı, Karşıyakalısı... Takım tutanı tutmayanı “Deneyelim, yanındayız” dedi... Deniz Ülke Arıboğan, Ali Atıf Bir, Bülent Timurlenk, Bener Onar gibi eli medyada kalem tutanı, spor seveni ve sevmeyeni “Yürü” dediler. Gökhan Yavuz ve Raşit Ek bir bayram günü, kanalizasyon kazısı yaparken Galatasaray’ın yeni stadı için öldüler. Büyük inşaatlar için normal kabul edilen zayiat olarak, bir küçük haber haber olarak düşmesinler tarih toprağına.
İsimleri iki kapıya verilsin.
Mutlulukla analım
Mutlulukta, kederde analım iki kardeşimizi. Zor mudur?
Yetki mi gerekir?
İkna mı gerekir?
Kampanya mı gerekir?
Öldü arkadaşlar bir kanalizasyon kazısında; vicdan gerekir. Haydi Galatasaray, yaşat adlarını, üzme bizi...
Raşit 20 yaşındaydı, Gökhan 30...
Bir bayram günü öldüler.
Daha lafa gerek var mı? / KANAT ATKAYA